22 Kasım 2015 Pazar

Yok

Bir hayalim vardı.

Kendime baktığımda yanlış giden birşeyler olduğunu hissediyorum, birşeylerin kaybolduğunu görebiliyorum. Orada değil artık. Elimden birşey gelmiyor, yaşamaya devam ediyorum. Yapacak birşey yok, nefes alıp vermeye devam ediyorum. Kendime baktığımda onun orada olmadığını,  kaybolduğunu biliyorum. Bana benzeyen birini gördüğüm doğru. Ama gördüğüm ben değilim, görünen bir yalandan ibaret. Rol yapan bir yabancıdan başkası değil, görünen hiçbir şey gerçek değil. İçi boşaltılmış rol yapan bir kukladan başkası değil. Amacı, hayalleri, umudu, inançları, tutundukları, inandığı herşey... kaybolup gitmiş boş bir kutu, hücre yığını, lanet olası koca bir kütle.

Herşeyim var halbuki. Mutsuz olmaya hakkım olmayacak kadar herşeyim var. Acı çekmeye iznim yok. İsteyebileceğimden fazlasına sahibim. Mutsuzluğum da kendimi suçlamam için bir başka sebep. Herşeye sahibim. Bunca yılı çıkarmama sebep tek şey hariç, bir şey eksik.

Bu kadar acımasız olmamalıydı. Kabullenmiştim mutsuzluğumu, tek bir şeye dayanmış yaşayıp gidiyordum mutsuzluğumla beslenen mutluluğumla. Elimde şimdi sahip olduklarımın çoğu olmadan...Ama gene de o henüz tamamen kaybolmamıştı. Çekip giderken yerini büyük bir güvensizliğe, aldatmacaya, korkuya bırakmamıştı. Ona dayanıp, onunla yaşayıp gidiyordum.

Bu bana olmamalıydı. Onu kaybetmemeliydim, kaybedemezdim. Onun boşluğunu doldurmaya çalıştığın şeye bak. Bu bana olmamalıydı. O gittiğinde ben de gitmeliydim! Bu arkada kalan döküntü ben değilim. Artık ben değilim. Durmadan rol yapan bu kalıntı ben değilim. Döktüğü gözyaşlarının hiçbir değeri yok, çektiği acının saygı duyulacak hiçbir yanı yok. Gözlerinin içine bakıyorum, boş bir kabuktan başka bir şey yok. O gözlerde gördüğüm artık ben değilim.

Elimden bir şey gelmiyor, sürdürmeye devam ediyorum.

Artık ne için savaştığımı bilmiyorum.
Artık gitmem gerek.

Artık yok.

2 yorum: