29 Ekim 2015 Perşembe

The DUFF

Blogdaki ilk film incelemesini bu filmle yapmak tarafımca pek hoş karşılanmasa da, n'apalım böyle dek geldi.

İzlemeye başlamamdaki tek sebep Mae Whitman'dı. (Kendisine Parenthood'dan beri hayranım. Tamam, tamam hayranlık biraz abartılı bir kelime oldu düzeltiyorum; hayran değilim ama ne bileyim, böyle arkadaş olsak çok iyi anlaşırmışız gibi geliyor. Sevimli, eğlenceli, kafa bir kızcağız gibi görünüyor gözüme.)

Filmle ilgili olumsuz önyargınızı oluşturduktan sonra, filme geçebilirim. Film, Kody Keplinger'in aynı adlı kitabının uyarlaması imiş. Hikaye lisede geçiyor ve esas kızımız iki güzel kız arkadaşının yanındaki çirkin, şişko arkadaş olduğunu öğreniyor ve tüm dünyası yıkılıyor. Sporcu komşunun oğlu, sevimli, zeki, çalışkan kızımıza DUFF diyor. DUFF'da Designated Ugly Fat Friend'in kısaltması imiş. Bizdeki hafif kilolu Merve işte.

Biraz One Tree Hill'deki Haley ve Nathan hikayesi,(Peyton ve Brooke yanındaki Haley), biraz Glee ortamı, okul gazetesi, siber aşağılama, pizza odaklı depresyon, ders çalışırken aşık olma (amanın, sipoylir verdim!?) biraz ondan biraz bundan...böyle tam bir high school themed popcorn movie(bunun türkçesi ne ola ki?)

Siz şişko ve çirkinden ne anlıyorsunuz acaba, sağdakinin neresi DUFF???
Şimdi gelelim filmin bendeki etkisine. Ben hiçbir zaman DUFF olmadım. Tamam çirkin ve şişko olabilirim ama asla ulaşılabilir değildim, insanlar korkuyorlar genelde benden. O sebeple o duyguyu bilmiyorum. İkincisi ders çalışırken aşık olunmaz, geçelim onu, şişko ve çirkin isen istersen popüler çocuğa matematik olimpiyatlarını kazandır, o çocuk sana bakmaz. O sebeple o kısmına da takılmadım, ben o hikayeyi 7 sezon izledim, etkilenmiyorum artık. Takıldığım tek nokta ise pizza sahnesi oldu. Aman yarabbi, ben yıllardır depresyondaymışım ya!

Ha bir de ormanın içindeki o kaya var. Böyle filmlerde insanların gizli bir yeri oluyor ya, genelde ormanın içinde. Moralleri bozuk olduğunda falan gittikleri, kimsenin olmadığı, ıssız ama güvenli... Ben de ondan istiyorum, neden bizim de gidip tüm insanlardan saklanabileceğimiz güvenli ve ıssız bir noktamız yok. Issız olan heryer bu şehirde neden tekinsiz ha neden? Valla boyfirendimi götürmeyeceğim, bir başıma gideceğim, n'olur ben de bir ıssız ama güvenli bölge istiyorum şehirde kendime lütfen, lütfen, lütfen...



Mae Whitman hatırına izledim, böyle işten gelip yorgun argın, beynin hiçbir şey kaldırmazken vakit geçsin diye izlenecek bir film. Yukarıda yazdıklarıma çok da takılmadan, idare eder bir popcorn filmi idi diyebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder